Sayfalar

3 Eylül 2009 Perşembe

diyet ve zayiflama bilgi


şimdiye kadar sitemizde nerden baksan 28 konu girmişiz hepsi elma krom ve sağlık diyet zayıflamyala ilgili yane kilo vermeyele ilgi inşallah sizlere yardımcı olabilmişimdir.eğer sizlere azda olsa katkım olduysa lütfen bunu yorumlarda belirtiseniz çok sevinirim ve sizlere daha çok yardımcı olmask için daha güzel konular sizlerin kilo vermesi ver ideal kiloya ulaşmanız için elimden geleni yaparım farkındaysanız şuanda tüm yazdıkalrımı elimle yazıyorum başka insanlar veya başka site editörleri başka siteleren kopyalayapıştır yapıyorlar ve bir bilgi a sitesinde b sitesinde c sitesinde olur ve kimse yararlanamıyor oysa her sitede farklı farklı ayrıntılı şekilde kilo verme veyaz zayıflama hakkında bilgi verseler nasıl olurdu sizlere soruyorum daha güzel olmazmıydı. bence daha güzel olurdu her sitede aynı konu olmaktansa farklı farklı bilgiler bir araya getirip güzel bişeler başarsınız yani kilo verebilirsiniz interneti küçük görmeyiniz.internette aradığınız herşeyi bulabilirsiniz. hangi meyve hangi sebze bilmem domates kanser önler bilmem salata bunu yapar o sebze bunu yapar ve benzerü tüm meyve sebzlerin yararlarını tüm otların yaralarını bulabilrisniz.

   şifalı bitkiler var çok aradığınız bu otlar ısırgan , çuha çiçeği , altınbaşak ve benzeri binlerce ot vardın bunların yararlarınıda bulabilirsiniz. hastalığınıza göre her derde deva bitkiler şifalı bitkiler vardır.çok kiloluysanız elma krom var bu sitede elma krom sitesi elma krom seda sayanın kullanıdğı lahana kapsulunden yapılmış tabletler halindedir.Bakın daha demin ne yazdım elma kapsulu elma meyveden yaılmış ilça işte herşeyi internette bulabilirsiniz bende sizlere ayriyetten kilo vermenizi için ve diyet yapmanın yöntemleri diyet çeşitleri bide zayıflamanız için size göre konular koyaçağım siteye

diyet, egzersiz ve ilac ile zayiflama

diyet egsersiz ve ileç ile zayıflama elma krom seda  sayanın önerdiği zayıflama kapsulu çok yararlı olup sipariş le yetiştiremediğimiz ürnlerden biridir seda sayan kullanıyor diye herkez kulalnıyor ama işede yarıyor yane seda sayanla artık alakası yok bir kullanan başka arkadaşlarını söylüyor böylece yayılıyor elma krom elma kapsulu
elma-kapsulu.blogspot.com ve www.elmakapsuluu.com ile sizlere hizmet vermekteyiz.

Şişmalık tedavisindeki en önemli basamaktır. Burada bahsedilen diyet, kısa sürede çok az hatta hiç yememekle, ya da bir cins besin maddesine ağırlık verilerek yapılan diyetler değildir. Bu şekilde diyet yapmanın yarardan çok zararı olacak ve sonuç alınması da son derece zorlaşacaktır. Kısa süreli diyet yapan bir kişi istediği 3-5 kiloyu hemen verebilmektedir. Ancak çoğu kilolu kişinin de yaşayarak tecrübe ettiği gibi, diyeti bıraktığı ve normal yeme düzenine geçtiği anda aynı kiloları hatta daha fazlasını geri almaktadır. Tek yönlü gıda maddeleriyle, yani sadece sebze veya sadece makarna, et ile uygulanan diyetler de  vücudun ihtiyacı olan bazı maddeleri kişiye sağlayamaması nedeniyle bir süre sonra bazı gıda maddelerinin eksikliğine bağlı belirtiler ve hatta hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Bu eğer kısa süreli bir tek yönlü diyet olacaksa o zaman da daha önce bahsedilen verilen kilonun aynen geri alınması sözkonusu olacaktır. Öyleyse kilo vermede en ideal diyet hangisidir? Bu soruya cevap vermek kolaydır ancak uygulamak sabır ister. Çünkü ideal bir diyet, içerik olarak herşeyi içinde bulunduran ancak miktar olarak az, kalori olarak düşük düzenlenmiş bir diyettir. Yani kişi herşeyden yiyebilir ancak az miktarda ve günlük olarak belli bir kaloriyi geçmemek şartıyla. Canı çok istediyse kişi hamurlu bir tatlı da yiyebilir. Ancak buna karşılık gelecek diğer gıda maddelerinden o gün için yememesi gerekmektedir. Hasta, doktoru ve diyetisyeni ile oturup bir hedef kilo tesbit eder. Bu kiloya ne kadar zamanda ulaşacağını kararlaştırır. Bu hedef kilo başlangıçta hiçbir zaman ideal kilo değildir. Genellikle başlangıç kilosunun % 5-10’u civarında olur. Bu hedefe ulaşmak için hastanın uygulayabileceği bir diyetin kalori miktarı saptanır. Fazla miktarda yemek yediğini belirten birinin bir günde tükettiği gıdaların toplam kalorisi hesaplanır ve 600-800 kalori çıkarılarak kişinin alması gereken günlük kalori hesaplanır. Ancak günlük kalori çok özel durumlarda ve hastanede yatarak yapılan diyetler hariç 1000 kalorinin altına düşmemelidir. Kilosuna ve yaşına göre zaten az miktarda yemek yiyen ancak aralarda abur cubur atıştıranlar için kalori miktarını pek de değiştirmeye gerek olmayabilir. Bu kişilerde abur cuburu kesmenin ve aktivitesini arttırmanın yollarını araştırmak gerekir. Eğer alınan miktar zaten az ve aralarda atıştırma da olmuyorsa o zaman enerji harcamayla ilgili bir problem var demektir. Çünkü daha önce de belirtildiği gibi kilo vermek ancak alınan gıdadan daha fazlasını yakmakla, ya da yakılan enerjiden daha azını almakla mümkündür. Kişi bu programa başlarken bunun ara hedeflerle adım adım ilerleyeceğini ve ortalama 1,5 yıl gibi uzun bir zaman süreceğini bilmelidir. Ancak böylece uygulanan diyet, kişide bir yeme tarzı haline gelir ve doktor ve diyetisyenle olan takibi bittiğinde hala bu yeme tarzına devam edip, verdiği kiloları geri almayabilir. Aksi takdirde belli bir süre için uygulanan diyetten sonra bu şekildeki yemek yeme, bir alışkanlık haline gelmediyse kiloları geri almak kaçınılmazdır. İlk hedeflenen kiloya beklenen süre içinde ulaşıldıktan sonra oturup yeni hedef ve yeni süre saptanır ve bu iş, kişi ideal kilosuna ya da kabul edilebilir kiloya gelene kadar devam ettirilir.

kilo vermek icin ne yapmaliyim



artık hiç dert etmeyin nasıl kilo verebilirim diye bundan sonra öyle derdiniz yok ben kiloluyum kilo veremiyorum ne yapmalıyım diyenler
kilolarımdan kurtulmak istiyorum diyenler
sağlıklı kilo vermek isteyenler
ideal kiloya ulaşamak isteyenler
güzel ve estetik olmak isteyenler buraya

  • Sabah kahvaltısı yapın. Bu diğer öğünlerde az yemenizi de sağlayacaktır.
  • Öğün sayısını azaltmayın. 3 öğün yemek yiyin. Hatta ara öğünler şeklinde öğün sayısını artırın.
  • Sebze ve meyve tüketimini artırın.
  • Alkol tüketiminizi azaltın veya tamamen bırakın. Alkol, yüksek kalorisi nedeniyle gün boyu tatlı isteğinizi de artıracaktır
  • Çikolata vb. şeyler atıştırmak yerine örneğin bir elma yiyin.
  • Yemeğinizi yavaş yavaş yiyin. Hızlı yemek yediğinizde, doyduğunuzu anladığınızda zaten gerektiğinde fazla yemişsinizdir.
  • Hayvansal (doymuş) yağlardan kaçının.Tavukların derilerini, etlerin yağlı kısımlarını ayırın.
  • Katı yağlar yerine, zeytinyağı, ayçiçek yağı ve mısırözü yağı gibi bitkisel yağlar kullanın.
  • Bol bol su için.
  • Mümkünse hergün aynı saatte kalkın. Yaklaşık 7-8 saat uyku yeterlidir.
  • Yemeklerden sonra dişlerinizi fırçalayın. Diş fırçaladıktan sonra muhtemelen canınız bişey yemek istemez.
  • Tatlı yemekten kaçının. Daha az tatlı tüketin.
  • Tuz ve şeker kullanımınızı azaltın. Yemeğin tadına bakmadan tuza uzananlardasanız bu huyunuzdan vazgeçin.
  • Spor yapın. Sadece yediklerinize dikkat ederek kilo veremeyeceğinizi unutmayın.
  • Hayatınıza hareket katın. Arabayla gittiğiniz kısa mesafelerde yürümeyi tercih edin. Otobüsten bir durak erken inin. Asansör yerine merdiven kullanın. Çeşitli aktivitelere katılın.
  • Boyunuza oranla ideal kilonuzu öğrenin. Gereğinden fazla kilo vermemiş olursunuz. İdeal kilonuzu buradan öğrenebilirsiniz: ideal kilo

Kanser tedavisinde kemoterapi kanser

Kanser tedavisinde kemoterapi

aşağıda kemoterapi hakkında tüm bilgiler açıklanmış
kemoterapi nedir
kemoterapi yan etkileri
kemoterapi nasıl işlev görür

Vücutta istenmeyen hücrelerin yok edilmesi veya kontrol altına alınması amaçı ile kullanılan ve kelime anlamı ‘ilaçla’ tedavi olan kemoterapiyi, görülme sıklığı giderek artan kanser nedeni ile sık sık duyar olduk.



Daha önceden kemoterapi almış kişilerden veya yakınlarından dinleyeceğiniz olaylar sizi olumsuz yönde etkileyebilir ve bilinmeyenler sizi korkutabilir. Ancak her insanın kendine özgü, farklı yapısı olduğunu ve kemoterapi sırasında görülebilecek yan etkilerin herkeste aynı şekilde olmayabileceğini veya hiç görülmeyebileceğini unutmayın.

KEMOTERAPİ NEDİR?
Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara “antikanser” ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin amaçları farklılaşabilir.
* Kanseri tedavi etmek. Kanser hücrelerine ait izler tümüyle ortadan kalktığında kanser tedavi edilmiş sayılır.
* Kanseri kontrol etmek. Genel olarak kanserin yayılımını önlemek ve büyümesini yavaşlatmak, kanserin kontrol altında tutulması olarak kabul edilir.
* Kanserin yol açtığı belirtileri gidermek. Bazı kemoterapi uygulamalarının temel amacı hastanın yaşam niteliğini yükseltebilmek için ağrı ve benzeri belirtileri ortadan kaldırmak ya da hafifletmektir.

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?
Normal hücrelerin gelişimi ve ölmesi kontrol altındaki bir süreçtir. Kanser ortaya çıktığında hasta hücrelerin büyüme, çoğalma ve ölümleri kontrolsüzleşir. Antikanser ilaçlar bu aşamada müdahale eder ve kanserli hücrelerin büyümesi ve çoğalmasını engeller. Bu ilaçlardan sağlıklı hücreler de etkilenebilir. Normalde de hızlı çoğalması gereken hücreler daha çok etkilenir. Ancak bu hücreler kendilerini tedavi sonrası yenileyebilir.
Antikanser ilaçlar birlikte kullanıldıklarında tekbaşlarına olduğundan daha etkili olurlar. Buna kombinasyon tedavisi denir.
Bazı durumlarda bedenin bağışıklık sistemini, kansere kaşı doğal direncini güçlendirmek için ilaçlar kullanılabilmektedir. Bu tür tedaviye biyolojik tedavi ya da immunoterapi denmektedir. Burada kullanılan ilaçlar kanser hücrelerin tahrip edilmesini sağlayabildiği gibi bedenin tümöre vereceği yanıtın değişmesini de sağlayabilmektedir. Bu tedavi aynı zamanda kemoterapi tarafından tahrip edilen hücrelerin yenilenmesinde de katkı sağlayabilmektedir.

KEMOTERAPİ NERELERDE VERİLİR?
Kemoterapi farklı bağlı olarak evde, doktorun muayene ortamında ya da hastanede verilebilir. Bu kararın verilmesinde kullanılan ilaç ya da ilaçlar, hastanın genel durumu, hastanın ve hekimin tercihleri etkili olmaktadır.

KEMOTERAPİ HANGİ YOLLARLA VERİLİR?
Kemoterapi ilaçlarının bedene verilmesi için farklı yollar bulunmaktadır, örneğin, damaryolundan, enjeksiyonla, ağızdan ya da cilt üstüne sürülerek gibi.
* Toplardamarlar yoluyla (intravenöz, IV). Kemoretapi çoğunlukla damaryolu verilmektedir. Damaryolu açmak amacıyla geliştirilmiş olan ince bir iğne kullanılmaktadır. Bu iğne ile kollarda dirsek içi bölgede ya da el üstündeki toplardamarlara (venlere) girilir. Bu sırada soğukluk hissi, yanma, ağrı, ciltte kızarıklık boluşması, şişme gibi şikayetlerin ortaya çıkması durumunda hemşire veya doktor haberdar edilmelidir.
Damaryolundan ilaç aktarılması için kateterler, portlar ve pompalar gibi farklı biçimlerde farklı amaçlar için geliştirilmiş alet ve yöntemler kullanılabilmektedir.
* Ağız yoluyla (oral). Kemoterapide kullanılan ve kapsül, hap ya da sıvı biçimlerdeki ilaçlar, diğer ilaçlar gibi ağız yoluyla verilebilir.
* Enjeksiyon yoluyla. Bazı ilaçlar iğne ve şırınga kullanılarak bedene verilir.
Kasiçi (intramuküler, IM)
Ciltaltı (Subkutan, SC)
Diğer bir yöntem de ilacın doğrudan kanserli dokuya enjekte edilmesidir. (Intralezyonel)
* Haricen, cilt üstüne (Topikal). İlaç cildin üzerine uygulanır.

KEMOTERAPİDE OLASI YAN ETKİLER
Kanser hücrelerinin normal hücrelere göre hızlı büyümesi ve çoğalması nedeniyle çoğu antikanser ilaç bu tür özellik taşıyan hücrelerin tahrip edilmesi için geliştirilmiştir. Ancak bazı normal hücrelerde de benzer özellikler bulunmakta, bu hücreler de kanser tedavisinden doğrudan etkilenmektedir. Bu etkilenmeler yan etkileri de doğurmaktadır.
Bunun iyi bilinen bir örneği saçlardır, hızlı büyüyen ve çoğalan saçlar kanser tedavisi sürecinde geçici olarak zayıflayabilmektedir.
Önemli bir başka örnek de kemik iliği içinde gelişim gösteren kan hücreleridir.
Bir başka örnek sindirim sistemindedir: Ağız-yemek borusu-mide-bağırsak hattındaki hücreler kanser tedavisi sürecinden olumsuz yönde etkilenebilmektedir.
Bazı kanser ilaçları kalp, böbrekler, mesane, akciğerler ve sinir sistemi organları gibi hayati organlar üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilmektedir.
* Halsizlik-bitkinlik. En sık karşılaşılan yen etkidir. Gündelik yaşamda karşılaşılandan daha farklı niteliktedir. Genellikle ani başlangıçlıdır. Bazı hastalar tarafından tükenmişlik-bitmişlik duygusu ile tarif edilmektedir.
* Bulantı-kusma. Kemoterapi alacak hastaların en çok endişe ettiği yan etkiler arasında olan bulantı-kusma, yeni kuşak ilaçlar sayesinde hafiflemiştir. Güçlü bulantı önleyici ilaçlar da sorunun giderilmesine katkıda bulunmaktadır.
* Ağrı. Sinir liflerini etkileyen kemoterapi ilaçlarının bazan ağrıya yol açtıkları bilinmektedir. Bazı durumlarda da kemoterapi sırasında ortaya çıkan ağız yaraları, kas ağrıları benzer yakınmaları yaratmaktadır.
* Saç kaybı (alopesi). Sık karşılaşılan bir yan etkidir. Ancak bütün ilaçlar saç kaybına yol açmaz.
* Kansızlık (anemi). Kemik iliğini baskılayan ilaçlar kansızlığa yol açabilmektedir. Kansızlık belirtileri şunlar olabilir:
Yorgunluk-bitkinlik hissi
Nefes darlığı
Çarpıntı hissetmek
* Merkezi sinir sistemi (MSS) sorunları. Kemoterapi MSS’ni etkilemesi durumlarında bilinç bulanıklıkları ve depresyon gibi sorunlara yol açabilmektedir.
* Enfeksiyon. Kemoterapi süresince beden enfeksiyonlara daha açık hale gelebilmektedir. Bunun önemli bir nedeni de kemik iliğinin baskılanması sonucunda, enfeksiyonlara karşı savaşan akyuvarların sayısındaki azalmadır.
* Pıhtılaşma sorunları. Kanser ilaçlarının kemik iliği üzerindeki baskılayıcı özellik, kanın pıhtılaşmasında önemli bir işlevi olan trombosit hücrelerinin sayısının azalmasına, sonuç olarak da genel bir pıhtılaşma sorununun ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Bunun sonucunda, çok şiddetli durumlarda, herhangi bir yaralanma olmaksızın kendiliğinden kanamalar ortaya çıkabilmektedir. Aşağıdaki yakınmalar bu durumla ilgili olarak ortaya çıkabilir:
Umulmadık kanmalar
Cilt altında küçük kırmızı noktacıklar oluşması
İdrar renginde pembeleşme, kırmızılaşma
Dışkı renginin siyahlaşması ya da dışkı renginde kan görülmesi
Diş eti ya da burun kanamaları
Bir adet döneminden uzun süren vajinal kanamalar
Baş ağrıları ve görmedeki değişiklikler
Kol ve bacaklarda sıcaklık ve ağrı hissi
* Kabızlık.
* Kas ve sinir etkilenmeleri. Bazı durumlarda kanser ilaçları sinir lifleri üzerinde etki gösterebilmekte, periferik nöropati denen merkezi sinir sistemi dışındaki sinir yapılarından kaynaklanan sorunlara yol açabilmektedir. Bu durumdaki kişinin bedenin belli bölgelerinde, özellikle el ve/veya ayaklarında karıncalanma, titreme, uyuşukluk, güç kaybı, yanma, ağrı gibi yakınmalar, ayrıca çenede ağrı, mide ağrısı, kabızlık gibi sıkıntılar gözlenebilmektedir.
* Cilt ve tırnak sorunları. Kemoterapinin cildi etkilemesi sonucunda kızarıklık, döküntüler, soyulma, kuruluk, sivilcelenme, güneşe karşı hassasiyet artışı gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Bazı ilaçlar ciltte koyulaşmalara yol açabilmektedir. İlaçlar tırnaklar üzerinde de kırılma ve renk değişiklikleri gibi sonuçlara yol açabilmektedir.
* Böbrekler ve mesane ile ilişkili sorunlar. Bazı antikanser ilaçlar mesanede irritasyon ve böbreklerde geçici ya da kalıcı hasar yaratabilmektedir. Bazı ilaçlar idrar renginin ve kokusunun değişmesine yol açmaktadır. Hasta kemoterapi süresince bol su içmelidir. Bu ortaya çıkabilecek bazı sorunları önleyebilir. Gereğinde kemoterapi sürecinde böbrek işlevlerinin izlenmesine karar verilebilmektedir.
* Nezle benzeri belirtiler. Bazı hastalarda kemopterapiyi takip eden günlerdenezle benzeri, zaman zaman ateşin de bulunduğu bir tablo sergileyebilir. Bu tablo gerçekten bir enfeksiyondan kaynaklanmış olabileceği gibi, kanserin kendisinin yarattığı bir durum da olabilir.
* Bedende sıvı hacminin artması. Kemoterapi süresince bedende su tutulumu artabilmektedir. Hasta, özellikle el ve ayaklarda öne çıkan bir şişlik hissedebilir.
* Cinsel organlar üzerindeki etkiler. Kemoterapi bazan (her zaman değil) cinsel organları etkileyebilir.
Erkeklerde: Sperm sayısında ve hareketliliğinde azalma olabilir. Bu sorun geçici ya da kalıcı olabilir. Sertleşme ve bunu sürdürebilmede sorunlar yaşanabilir. Olası bir sorun da, kanser tedavisi döneminde spermin içinde, genetik bilgi saklayan kromozomlarda bir bozulma olmasıdır.
Kadınlarda: Overlerin etkilenmesi durumunda, üretilen hormon miktarında değişiklikler olabilir. Bu da adet dönemlerini etkiler: Düzensizlikler olabileceği gibi, kemoterapi döneminde kesilebilir de. Bu değişiklikler geçici ya da kalıcı olabilmektedir. İnfertilite (doğurganlık kaybı) ve menapoz görülebilir.

Seks'in ve kadin diyeti

işte sizlere seksin en gerçek hali kadin ve erkek aslında sex kilo diyet


Seks hakkında araştırmalar yapıldıkça yeni bir şeyler keşfedilmeye devam ediyor. Bize enteresan gelenleri sizlerle paylaşıyoruz. Bakın ne kadar ilginç, Kadınların yüzde 1 i sperme alerjiktir. Hatta bazıları sırf sperme değil, erkek organının kendisine de reaksiyon gösterir. Neyse ki bu tür sorunlarda prezervatif kullanılması sorunu gideriyor.

Son araştırmalar, 100 kişiden 1 inin aseksüel olduğunu, yani karşı cinsten birine ilgi duymadığını gösteriyor.

Kadınların yüzde 2 si daima uyarılmış halde olabiliyor. Buna devamlı orgazm sendromu da deniyor. Bu kadınlar günde 10 dan 100 e kadar orgazm yaşayabiliyor.

20 li yaşlarındaki erkekler günde 10 defa boşalıp yeniden ereksiyon yaşayabilir. Bu olayı yüksek testosteron seviyesine borçlular.

Erkeklerin testisleri vücutlarının diğer 2 bölgelerine göre 12 derece daha soğuktur, böyle olmasaydı, spermin kalitesi bozulurdu. Soğuk havaya girildiğinde, kaslar testisleri yukarı kaldırıp vücuda yaklaştırır, böylece vücut sıcaklığından yararlanırlar. Sıcak havada ise; testisler aşağıya inip, hava sirkülasyonundan faydalanırlar.

Erkekler ne kadar çok orgazm yaşarlarsa, vücutları o kadar az sperm üretir. Yani, bir gün önce orgazm yaşayan bir erkek bir çorba kaşığı kadar sıvı boşaltırken, birkaç saat önce orgazm yaşayan erkekte bu miktar daha azdır.

İtalya da yapılan bir araştırma, her gün çikolata yiyen kadınların seks konusunda daha istekli olduklarını ve daha şiddetli orgazm yaşadıklarını gösteriyor.

Sekiz saatlik bir gece uykusu sırasında erkekler ortalama 6 kez ereksiyon yaşayabilir. Bunun nedeni ise, bölgedeki hücrelere oksijen gitmesidir.

Uyarıldığında, büyüyen tek cinsel organ erkeklerinki değil. Kadınlar da uyarıldıklarında ereksiyon yaşarlar. Vajina büyür, meme uçları sertleşir, G noktası ise bir ceviz boyutuna ulaşır.
Düzenli cinsel hayatı olan erkekler, daha çok mastürbasyon yaparlar.

Düzenli olarak seks yapan erkeklerin testosteron üretimi fazla olduğu için, onların seks iştahı daha fazladır.

Kadınların çoğunun orgazma ulaşabilmeleri için bel altı bölgelerinin uyarılması gerekir. Kadınların yalnızca yüzde 1 i sırf göğüslerine dokunulduğunda orgazma ulaşır.

1800 lü yıllarda insanlar baharatlı yiyeceklerin seks isteğini artırdığına inanırlardı.

seks karsi Savunma Diyeti


Sex'e karşı savunma diyeti aşağıda yer almaktadır.daha doğrusu ismi savunma diyeti ama resme bakarsanız ne diyeti olduğunu anlarsınız.

Yüksek protein ve çok düşük kalori içeren yiyeceklere yönelik ve bol su içmeye dayalı diyet, egzersizle desteklendiği takdirde hızlı kilo kaybına neden oluyor. Diyet sırasında açlık dayanılmaz hale geldiğinde aralarda küçük parçalar halinde ananas atıştırılabilir. Genel bir diyet/zayıflama programı olarak diyetisyenler tarafından tercih edilmeyen bu düşük kalorili diyet tekrarlı olarak uygulanmamalıdır.

1. Gün
Sabah: Bir kase yoğurt ve bir elma

Öğle: Izgara tavuk ve salata

Akşam: Kabak, kereviz sapı, havuç ve domates küçük parçalar halinde dilimlenir ve çok az zeytinyağında kızartılır, tofu (bir tür peynir) eklenerek bir porsiyon tüketilir.

2. Gün
Sabah: Bir kase yoğurt ve bir elma

Öğle: Izgara tavuk ve salata

Akşam: Kabak, kereviz sapı, havuç ve domates küçük parçalar halinde dilimlenir ve çok az zeytinyağında kızartılır, tofu (bir tür peynir) eklenerek bir porsiyon tüketilir.

3. Gün
Sabah: Bir kase yoğurt ve bir elma

Öğle: Izgara tavuk ve salata

Akşam: Kabak, kereviz sapı, havuç ve domates küçük parçalar halinde dilimlenir ve çok az zeytinyağında kızartılır, tofu (bir tür peynir) eklenerek bir porsiyon tüketilir.

Bu diyette günlük menü diyet süresince aynıdır.


Önemli Uyarı : Doktorunuza danışmadan diyete başlamayınız!

en saglikli sekilde kilo verme

en saglikli sekilde kilo verme sağlıklı şekilde kilo verirseniz şu yandaki kız kadar güzel ve seksi vucuda sahip olursunuz iş kilo vermekte.



Sağlıklı bir şekilde kilo nasıl verilir?

Günü 6 parçaya bölerek, vücudun ihtiyaç duyduğu kadar besin tüketilmeli, küçük ve masum görünen fakat yağ ve şeker içeriği yüksek; yükte hafif pahada ağır ikramları geri çevirin.

Vücudun yağ ve kas dengesini sağlamada doğru beslenmenin yanı sıra fiziksel aktivite de önemlidir. Beraberinde bir egzersiz programına başlamak ve mümkünse bunu hayat boyu bir alışkanlık haline getirmek gerekmektedir. Bu mümkün değil ise, gün boyu hareket halinde olunmalıdır. Gün içerisinde hareketliliği sağlayacak kısa yürüyüşler, merdiven çıkma gibi fırsatları değerlendirin.

Örneğin masanızda sürekli su bulundurmaktansa, arada bir kalkıp mutfağa gidin ve su için. Dikkat edin; eğer bunu yapmaya bile üşeniyor ve başkalarından rica ediyorsanız; hareketsizliğe alışkın olabilirsiniz.
Yiyerek nasıl zayıflanır?

Kişiden kişiye ve yenilen besinlerin içeriğine göre değişmesine rağmen yemek yedikten 3-4 saat sonra kan şekeri düşer ve karnımız acıkır, bir şeyler yeme isteği duyulur. Biz diyetisyenlerin "az miktarda ve sık sık yemek yiyin" önerimizin temelinde bu yatar. Çünkü iş yoğunluğu veya başka meşguliyetler sebebiyle 6-7 saate varan açlıklar sonucunda dayanılmaz bir açlık duygusu ve hızlı yemek yeme bir araya gelir.

Kısa bir süre içinde, o an için vücudun ihtiyacından çok daha fazla besin tüketilir. Metabolik faaliyetler sonucunda alınan kalorinin bir kısmı kullanılır. Ancak fazlası elbette ki, depolanır. Bu durum sık sık tekrarlanırsa, kilo alma kaçınılmazdır. Bu nedenle 2-3
saatte bir besin tüketmek günlük besin alımının frenlenmesine yardımcı olur.
Diyetlerde su tüketimi artırılır bunun nedeni nedir?
Su, yetişkinlerde vücudun toplamda yüzde 55-60'ını oluşturur. Hayati sıvı denilen kanın yüzde 90' ı, kasların yüzde 75' i, kemiklerin yüzde 25' i ve hatta yağlarınenerji için depolandığı dokunun dahi yüzde10 ila 30' u sudan oluşmaktadır. Bu nedenle vücudun ihtiyacı olan besin ve besin öğelerini alırken, yeterli miktarda suyun da alınması gerekir. Kilo verme esnasında metabolik artıkların uzaklaştırılması için, kilo alma esnasında da hücre yapımı için yeterli miktarda su alınması şarttır.
Kısa sürede kilo vermenin zararları nelerdir?

Yapılan araştırmalar, kısa sürede kilo vermek için günlük alınan kalorinin aşırı derecede kısılması sonucunda, yağ kaybının yanı sıra kas kaybının da fazla olduğunu göstermektedir. Vücudun iskelet kasları dışında kalbin de yapısı kastır. Dolayısıyla tüm bu dokuların kas kitlelerinde azalmalar olmaktadır.

Uzun vadede ise, iç organların zarar görmesi mümkündür. Kaldı ki, hayat boyu kalorisi çok fazla kısıtlanmış bir diyete uyulması imkansızdır. Kilo verdikten sonra düşük kalorili diyetler bırakılır ve sofralar tabir yerindeyse donatılır. Egzersizler azaltılır. Verilen kilolar da aynen ve bazen daha fazlasıyla geri alınır. Geriye gözle görülmeyen ve uzun vadede anlaşılacak tahribatlar
kalır.

saglikli sex yapmak icin ne yapmalı

Saglikli sex yapmak icin ne yapmalı
 tüm açıklamalar aşağıda yazıyor okuyun ve yararlanın
 
 Prezervatif kullanmanız, seksle ilgili başınıza gelebilecek bütün hastalıklardan korunabileceğiniz anlamına gelmiyor. Uçuklar, enfeksiyonlar ve daha pek çok hastalıktan korunmak için önerilerimize kulak verin.

Uçukları Kontrol Edin
Genellikle uçuklara sebep olan virüsle (HSV-1), genital enfeksiyonlara yol açan virüs (HSV-2) birbiriyle bağlantılıdır. Yani ağzında uçuğu olan bir erkeğin size oral seks yapması, sizde de uçuklar çıkmasına sebep olabilir. Jinekolog Nigel Scott, genital enfeksiyonlara sahip kişilerin yüzde 60'ının bu yolla enfeksiyon kaptığını söylüyor. Uçuk, tende belirdiği andan, tamamen temizlenip yok olduğu ana kadar bulaşıcıdır. Yani partneriniz ilk acıyı ya da kaşıntıyı kendinde hissettiği anda oral seksten kaçınmalı ve hemen medikal tedaviye başlamalı. Ayrıca partneriniz bu tedaviye ek olarak vücudu içten de güçlendirmek için bolca brokoli yemeli. Ohio Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin son araştırmalarında, brokolinin içeriğindeki maddelerin uçuk virüslerinin çoğalmasını engellediği ve sonrasında uçuk çıkmasını önlediği belgelenmiş. Yine de uçuk enfeksiyonu kaparsanız paniklemeyin. Her virüs türünün etkisi, en çok görüldüğü yerde en şiddetli biçimde hissedilir. Yani eğer oral yolla genital bölgenize bir enfeksiyon bulaşırsa belirtiler bu bölgede ilk anda acı verici olacak ama korkmayın, tedaviden sonra etkisini kaybedecektir.

Balayı Sistiti
Seksten sonra ortaya çıkan idrar yolları enfeksiyonlarına, doktorların verdikleri isim bu. Balayı sistiti tanım olarak bir üriner sistem enfeksiyonudur. Cinsel yaşamın başlamasıyla ve uzayan ilişki süreleri ile birlikte vajinanın hemen önünde ona bitişik olarak yer alan dış idrar yolunun tahriş olmasıyla ortaya çıkar. Cinsel ilişki sırasında bölgede var olan bakteriler, idrar kanalına doğru itilir, bu sırada ilişki ile zaten tahriş olan idrar kanalı da bakterilerin kolayca yerleşip üreyebilecekleri uygun ortamı hazırlar. İdrar kanalı içine yerleşip üreyen bakteriler, bir-iki gün içinde hastalık semptomlarının ortaya çıkmasına neden olur. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, balayı sistiti bir mesane (idrar torbası) kökenli sistitten çok, idrar kanalı orijinli bir hastalıktır. Seksten önce ve sonra tuvalete giderek, genital bölgenizi önden arkaya doğru silerek riskleri azaltabilirsiniz.

Güneşli Aylarda Sekse Dikkat!
Uzmanlar güneşli aylarda seksin, genital siğillere yol açan HPV virüsüne yakalanma riskini iki kat artırdığını söylüyor. UV ışınları, bu virüsle savaşan hücreleri etkisiz hale getiriyor. Prezervatif, HPV virüslerine karşı koruma sağlıyor ama yeni araştırmalara göre bu korunma oranı ancak yüzde 70'te kalıyor. Kadın kondomları ise çok daha geniş bir alanı kapladıkları için daha etkili bir koruma sağlıyorlar. İngiliz Kanser Araştırma Merkezi'nden Dr. Anne Szarewski bunun sebebini virüsün sadece peniste değil genital bölgenin tüm çevresinde yaşayabilmesiyle açıklıyor. Lezyonun üzerine uygulanan kremler ve ilaçlar çözüm olabilir. Bunlarla başarılı olunamadığı taktirde, yakma ya da dondurma yöntemleriyle öncelikle lezyonlar tedavi ediliyor. Lezyonların yok edilmesi, bu virüsün vücuttan tamamen atıldığı anlamına gelmiyor. Bu virüs lezyon yapmasa bile gidip rahim ağzı hücrelerine yerleşip orada değişikliğe yol açabiliyor.

Suda Mikroplar Daha Çabuk Hücum Eder
Amerika'da yapılan son araştırmalara göre ortalama kalitedeki bir spa banyosundan alınan bir kaşık suda bile iki milyon bakteri bulunuyor. Eğer bu tip yerlerde seks yapmaktan hoşlanıyorsanız cilt ve idrar yolu enfeksiyonlarına yakalanabilirsiniz. Aynı zamanda suda seks doğal kayganlaştırıcı salgılarınızı etkisiz hale getirdiği için bu mikropların vajina ağzından içeri girmesine yol açan küçük yırtıklar oluşmasına sebep olur. "Sulu, köpüklü, kokulu bir akıntıya sebep olan, vajina iltihabı denilen bir enfeksiyon da jakuzi kullanımıyla alakalıdır" diyor Kadın Doğum Uzmanı Patrick French. Bu bakteri, vücudunuzda doğal olarak yaşar ancak temiz olmayan su, vajinanızın doğal ortamına karıştığında aktif hale geçer. Ne yazık ki bu riskleri azaltmanın bir yolu yok, kuru yerlerde seks yapmak dışında.

Epilasyon Meselesi
Eğer jiletle epilasyon yapmaya karar verirseniz, sevgilinizin jiletini kesinlikle kullanmayın. Mikroplar, jiletin üstündeki kan zerrelerinde yaşayabilirler ve kullanım sırasında yanlışlıkla kendinizi keserseniz bu mikroplar size geçebilir.aslında, ikiniz arasında o kadar çok mikrop geçişi olabilir ki bu durum prezervatifsiz seks yapmak kadar riskli sayılabilir. Örneğin karaciğer bozukluğuna yol açabilen ve can sıkıcı bir hastalık olan Hepatit B ve C önemli bir risktir. Profesyonel bir epilasyon merkezine gitmek çok daha doğru bir seçim olacaktır. Ama o zaman bile yapılan işlemi dikkatli izlemeniz gerekiyor. Her seferinde yeni bir spatula kullanılmıyorsa önceki müşterilerden gelen mikroplara maruz kalabilirsiniz.

G-string'i Sadece Göz Zevkiniz İçin Kullanın
Jinekolog Dr. Jill Maura Rabin, G-string tipi iç çamaşırlarını "kalın bağırsak ucu ile idrar yolları arasında bakteri taşıyan metro vagonları" olarak nitelendiriyor. Hiç şüphe yok ki çoğu uzman, G-string'lerin sistit gibi enfeksiyon risklerini artırdığına inanıyor. Teninize direkt temas eden G-string'ler, cinsel birleşme sırasında vajinanızı kayganlaştıran bezleri tahriş edebilir ve bu da kist ya da apseye yol açabilir. Yani bu iç çamaşırlarınızı yatak odanızda tutun ve giydiğinizde üzerinize tam oturduğundan emin olun. Rahatsız bir G-string'in tahriş edip bakteri transferine ya da iltihaba yol açma riski daha fazladır. Eğer kist ortaya çıkarsa (vajina dudaklarında oluşan bir yumru), semptomları azaltmak için ılık suyla yıkayın. Acı vermeye başlarsa, bir apse oluşumu başlamış demektir, hemen jinekoloğunuza görünün.

Kışın Makyajı Nasıl Olmalı

Kışın Makyajı Nasıl Olmalı

bir genç kız makyaş kışın böyle olması lazımki dışarıda sexy gözükmek için eğer dikkat çekmek isteyen genç kızlar varsa,
varsa demiyim garanti vardır bu kızlar özellikle daha fazla sürüp daha hoş olmalıdırlar .bu kış ayının özel makyaşını çogu erkekler beğenir seksi kız olmak için hayde makyaj yapın :)

Gebelikte cinsel sex nasıl olmalı

Çoğu kez, gebeliğin cinsel arzuyu artırdığı mı, yoksa azalttığı mı, sorusu ortaya çıkar. Gebelik döneminde fizyolojik açıdan cinsel organlarda daha fazla kan toplandığı için cinsel arzuların artması gerekir.
Gebeliğin başlangıcında vajina duvarlarının esnek duruma gelmesi, erkekte de artan bir uyarılma oluşturur. Gebelik sırasında kadının cinsel yaşamla ilgili düşünceleri üç kategoriye ayrılabilir.
Birinci gruba giren kadınlar, gebe kaldıkları zaman kadınlıklarına daha fazla güvenmeye başlar. Bu güven duygusu ve arzular birleşince, o zamana kadar olmadık şekilde, orgazmı tadarlar. Artık gebe kalmak korkusu da ortadan kalktığı için, kendilerini daha çok zevke kaptırırlar. Bu, özellikle ilk zamanlar ve ilk gebelik için söz konusudur. Fakat bu durumda kadınlar, fazla uyarılmadan kaçınmalı, çok sıkı ve derin birleşmelere yanaşmamalıdır.
İkinci grup kadınlarda annelik sevgisi uyanır, bütün öteki arzular zayıflar. Annelik bilinci, özellikle gebeliklerin orta devresinde, cenin hareketlerini duyumsayan kadınlarda görülür. Böyle kadınlar, eşlerini cinsel birleşimden caydırmaya çalışır. Bu gruptan kadınlar, gebelik sırasında geçici olarak cinsel soğukluğa yakalanır.
Cinsel yaşama karşı tiksinti duyarlar ve bundan dolayı suçluluk duygusu çekerler. Çünkü bunlar, cinsel ilişkinin amacının üremek olduğuna inanmıştır. Başkaları ise kör inançlarla doludur ve cinsel birleşim sırasında ana rahmindeki çocuğun başı sarsıldığı takdirde, aşırı şehvetli ya da geri zekâlı bir bebek dünyaya getirmekten çekinir.
Erken doğum veya düşük yapmaktan da korkabilirler. Erken doğum ya da düşük yapmak eğiliminde olan kadınların dışında, her türlü cinsel yaşamdan kaçınan kadınlar, akıllıca davranmış olmaz; bu durumda koca ile barış içinde yaşamak çok zorlaşır. Kadın direnmeye devam ettiğinde, kocasına başka türlü yardımcı olmalıdır.
Üçüncü gruba, gebelikleri ileri devresine varmış kadınlar girer. Vajina duvarları cinsel ilişki için çok yumuşak duruma gelmiştir. Her iki taraf da hemen hiç uyarılmaz. Zevk duygusu o kadar azdır ki, kadın cinsel yaşama karşı ilgi duymamaya başlar. Rahmin iyice genişlediği son aylarda, cinsel ilişki canını sıkar ve genellikle çok çabuk yorulur.
Erken doğum ve düşük yapmak tehlikesi olmayan kadınlar da aşağıdaki önlemleri göz önünde bulundurmalıdır:
1. Cinsel ilişki; 4. ayın sonuna kadar ortalama haftada bir kez; 7. aya kadar, ayda üç ile dört kez ve 8. ayda iki kez yapılmalıdır. 9. ayda cinsel birleşimden kaçınılmalıdır.
2. Cinsel pozisyonlar gebelik ilerledikçe değiştirmelidir. Fazla derine girmemeyi ve ihtiraslı hareketler yapmamayı, erkek kendisine kural edinmelidir, kadın da hareketlere katılmalıdır.
3. Cinsel organlar kesinlikle uyarılmamalı; bunun yerine göğüsler okşanabilir. Göğüs uyarılmaları rahmin kasılmasını sağlar, fakat kadın eğer gebelikten önce buna alışıksa, erken doğum ve düşük yapmak tehlikesi hemen hemen yoktur. Gebelik sırasında göğüs uyarılmaları özellikle meme uçlarının emilmesi, kadını çocuğu emzirmeye hazırlar. Emmek, meme ucu derisini kuvvetlendirir ve uçları belirginleşir. Gebeliğin ileri devrelerinde hiç bir şekilde parmaklar vajinaya sokulmamalıdır.
4. Erkek cinsel birleşimi, yukarda önerilen sayılardan daha sık yapmakta diretirse ya da kadının canı ilişkide bulunmak istemezse, kadın durumun üstesinden ustalıkla gelmeli, erkeği kabaca reddetmemelidir. Karşılıklı uyarma sırasında, konuşma konusunu değiştirmeli ve erkeğin arzularını hafifletmelidir. Bunda başarılı olamazsa, kocasın okşamayla orgazma ulaştırmalıdır.
Kadının bu pozisyonu uygulaması, erkekte ortak sevgilerinin yeni bir bilincini doğurur ve onu mutluluk duygusuna ulaştırır. Penisin uyarılması herhangi bir nedenden olanaklı değilse ya da erkek birleşimde diretirse kadın arkadan yan pozisyonu alabilir. Erkeğin boşalmasını hızlandırmak için kadın, kaba etlerini ritmik hareketle kasabilir ve penisin uyarılmasını artırabilir.
Kısaca toparlamak gerekirse, kadın kocasının isteklerine uyabilir. Fakat bunda sağlığını tehlikeye sokmamalıdır. Eğer bunu gerçekleştirirse, ruhsal ve bedensel sevgiyi tam anlamıyla kazanır, kendisine de, gebeliğin bir hastalık olmadığını kanıtlar.

Hafif egzersizler diyet

 aşağıda vermiş olduğumuz Hafif egzersizler  çok güzel bir egzersizdir herkeze tavsiye ederim  diyet

Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan iki araştırma; yürüyüş, hafif koşu gibi ağır olmayan egzersizlerin de bunamaya karşı etkili olduğunu ortaya koydu.
İlk araştırma, Virginia Üniversitesi Tıp Okulu’nda, 71 yaş ve üzeri 2 bin erkek üzerinde yapıldı. Denekler 1991-1993 yıllarında gözlendi, 1994-1996 yıllarında nörolojik takipleri yapıldı, 1997- 1999′da da kaçında Alzheimer görüldüğü araştırıldı.
Günde yarım kilometreden az yürüyen kişilerde Alzheimer oranının, günde 1,5 kilometreden fazla yürüyenlere göre 1,8 kat daha fazla olduğu saptandı.
Harvard Tıp Okulu’nda yapılan bir araştırmadaysa, 70 yaş ve üzeri 18 bin 766 kadın izlendi. 1986′da başlayan araştırmada kadınlar, haftada ortalama ne kadar enerji harcadıklarına bakılarak incelendi.
Haftada 40 dakikadan az yürüyenler, kavramsal yetenek testinde haftada en az 1,5 saat yürüyenlere göre daha düşük puan aldı.